- Published on
Topluluk Önünde Öğrenmek
- Authors
- Name
- Umut Berkay Soydan
- @uberkai
Bu yazının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.
ÖNSÖZ
Birkaç yıl önce okuduğum ve gayet hoşuma giden bu yazı için okuduktan sonra kendi kendime "olur da bir blog açarsam yapacağım ilk iş, bunu çevirip ilk gönderi olarak yayımlamak olur" dediğimi hatırlıyorum. Bu yazıdaki tavsiyeler her ne kadar yazılım çerçevesinde ele alınmış gibi görünse de temelinde öğrenme işi bulunduğu için her alana kolaylıkla uygulanabilir. Öğrenmenin kısa bir yolu olmayan, çok yönlü ve sancılı bir süreç olmasını göz önünde bulundurarak; burada yer alan tavsiyelerin öğrenme sürecini zenginleştirmesi, hızlandırması, hatırlamayı kolaylaştırması ve tüm bunları yaparken başkalarının da öğrenmesi umuduyla daha fazla insana ulaşmasına yardımcı olmak istedim. Bu çeviri yazılım topluluğu yararına bir açık kaynak projesi üzerinde çalışan, beraber gelişmeyi hedefleyen, öğrenmeyi ve öğretmeyi teşvik eden kamp.us topluluğuna armağan olsun!
TOPLULUK ÖNÜNDE ÖĞRENMEK
Öğrenmenin en hızlı yolu
Eğer bu işin bir altın kuralı varsa o da budur, o yüzden en başa koydum. Diğer bütün kurallar, bu bir numaralı kuralın uzantısıdır.
Öğrenme sürecinizin asla bitmeyeceğini şimdiye dek anlamışsınızdır. Ancak çoğu insan gözlerden uzak bir şekilde “kendi özelinde öğrenir”. Kendileri hiç üretmeksizin içerik tüketirler. Elbette bunda bir sakınca yoktur fakat ilk yüzde yirmilik dilime girmeyi konuşmak için buradayız. Bunun için yapmanız gereken şey ise öğrendiklerinizi başka bir şekle büründürerek paylaşma alışkanlığı kazanmak.
- Blog tutmak, cheatsheet ve eğitici içerikler hazırlamak.
- Buluşmalarda ve konferanslarda konuşma yapmak.
- Stackoverflow ve Reddit gibi mecralarda sorular sormak veya soruları cevaplamak (Herkese açık olmadığı için Discord ve Slack gibi kapalı ortamlardan sakının).
- Youtube videoları veya Twitch yayınları yapmak.
- E-posta haber bülteni oluşturmak.
- Karikatür çizmek (insanlar karikatüre bayılıyooor!).
Size uyan hangisiyse, öğrenme sürecimde keşke ben de böyle bir içerikle karşılaşsaydım diyeceğiniz türden içerikler üretin. “Alkışlarla”, retweetlerle, favorilemelerle ya da oylarla içeriğinizin başarısını ölçmeyin. Üç ay önceki halinizle kıyaslayarak değerlendirin. Ben bu amaçla yalnızca kendim için, hemen hemen her gün yazdığım bir geliştirme blogu tutuyorum.
Bilin bakalım, amaç ne? Amaç içeriğinizi olabildiğince çok kişiye ulaştırmak değil. Bunu başarabilirseniz harika, ünlü olduğunuzda beni hatırlayın. Ancak ürettiklerinizden en çok faydayı görecek olan yine sizsiniz. Bundan başkaları da fayda görürse ne âlâ.
Bitti mi sandınız? Bu kadarıyla yetinmeyin:
- Bir kodlama videosu hoşunuza mı gitti? Sahibine ulaşın ve teşekkür edin, sorular sorun.
- Kullandığınız kütüphanelere PR gönderin.
- Kimse kullanmayacak olsa bile kendi kütüphanelerinizi oluşturun.
- Nasıl çalıştıklarını anlamak için hoşunuza giden şeylerin sıfırdan kopyasını yapın.
- Atölyeler düzenleyin.
- Konferanslara gidip öğrendiklerinizin özetini çıkarın.
Eğer tek seferlik şeyler üretmekten sıkılırsanız; zamanla büyüyen, sürekli gelişen bir bilgi kütüphanesi oluşturun. Bilginizi Açık Kaynağa Çevirin! Sürecin her aşamasında yaptığınız şeyleri ve çözdüğünüz problemleri belgeleyin.
Bu kuralın bir alt başlığı olsa şu olurdu: Haklı çıkmak için elinizden geleni yapın ama hatalı çıkarsanız da endişelenmeyin. Usanmadan, tekrar tekrar. Bu size rahatsızlık veriyorsa veya kendinizi yalancı gibi hissediyorsanız, çok güzel. Sınırlarınızı zorluyorsunuz demektir. Her şeyi bildiğinizi sanmayın ama yine de elinizden gelenin en iyisini yapın ve olur da önemli bir hata yaparsanız, bırakın internet sizi düzeltsin. Acemiliğinize verin.
İnsanlar beceriksiz olduğunuzu mu düşünüyor? Peki. Onlara katılın. Neden beceriksiz olduğunuzu detaylıca açıklamalarını isteyin. İyi hissetmek mi istersiniz yoksa gerçekten iyi olmak mı? İtiraz etmeyin, alınmayın. Gidin ve yanlış olduklarını onlara kanıtlayın. Tabii ki rahatsızlık verirlerse engelleyin.
Öğrenmenin en iyi yolunun öğretmek olduğundan bahsetmiş miydim? Kodlarken konuşun. Biraz stresli olabilir, ben de bunu pek yapmış sayılmam ancak en iyi teknik mülakatlarım, çaresizce kendimi kanıtlamaya çalışmak yerine öğretmenlik yapar gibi konuştuğum mülakatlardır. Bizler birer hayvanız; özgüvenden etkileniriz ve çaresizliğin kokusunu alabiliriz.
Önünde sonunda sizi destekleyenler çıkacaktır. İnsanlar, öğrenmek için can atanları bir şekilde fark eder. Size yardım etmek isteyeceklerdir. Çaktırmayın, artık hepsi sizin akıl hocanız oldular. Bu çok önemli: Diğerlerinin ürettiklerine katkıda bulunun. Bu içerikleri, size görevler sunuyor gibi düşünün . “Şuna yardım etmek isteyen var mı?” diye sorduklarında, parmağını çoktan kaldırmış o en ön sıradaki çocuk siz olun. Bu insanlar kıdemli mühendis, teknoloji sektöründe en çok ihtiyaç duyulan insanlardan. Onlara yardım etmeniz durumunda, size birebir zaman ayıracaklardır (yardıma ihtiyaç duydukları bir şey mutlaka vardır). Böyle bir fırsatı parayla dahi bulamazsınız. Karşılık beklemeden size öğretmeye hazırlar. Çoğu insan bunu gözden kaçırıyor. Ama siz kaçırmayacaksınız.
“Deneyimsiz onlarca geliştirici varken neden bana yardım etsinler?” diyebilirsiniz.
Çünkü siz topluluk önünde öğreniyorsunuz. Size öğreterek nicesine öğretmiş olacaklar. Kaldıraç görevi göreceksiniz. Sizde o kıdemlilerin sahip olmadığı bir şey var: bir aceminin bakış açısı. Konunun nereye vardığını görüyor musunuz?
Bir noktada, ortaya koyduklarınızdan ötürü insanlar yardımınızı istemeye başlayacaktır. Geliştiricilerin yüzde 80’i “görünmez” haldeler; yazmıyorlar, konuşmuyorlar veyahut toplulukta olan bitene katılım göstermiyorlar. Ama siz tüm bunları yapıyorsunuz. O zaman işinizin ehlisinizdir değil mi? Aslında öyle olmadığınızdan kimseye bahsetmeyin. En iyi şekilde yardımcı olun, takılmanız veya hatalı çıkmanız durumunda da akıl hocalarınıza danışın.
Önünde sonunda artık size akıl hocalığı yapan biri kalmayacak ve sorunları kendi başınıza çözeceksiniz. Ama hâlâ ortaya içerik çıkarıyor olacaksınız. Sürecin nasıl işlediğini anladınız mı?
Topluluk önünde öğrenin.
NOT: Zamanla yardımlarınız için para teklif edeceklerdir. Hem de düşündüğünüzden fazlasını.
Yazarın Notu: Bu yazı ve bununla bağlantılı diğer yazıların (aşağıda) genişletilmiş başka bir hâlini The Coding Career Handbook’ta kaleme aldım.
Sonraki okuma: The Ultimate Hack for Learning In Public ("Diğerlerinin Ürettiklerine Katkıda Bulunun"u detaylıca ele alıyor)
- Ardından Learning Gears’a bakın.
- Her şeyi topluluk önünde yapmamak lazım: How To Learn In Private
- LIP (Kendi Özelinde Öğrenmek)’in neden işe yaradığına dair matematiksel bir bakış: Big L Notation
- Bilgisizliği güce çevirmeyi öğrenin: The Power of Lampshading
Bu yazı aslında bir gist olarak doğmuş ve Letters to a New Developer’da yeniden yayımlanmıştır.